Ana içeriğe atla

Kuzey yıldızım 1 yaşında...






20 Haziran 2015...
Hamileliğimde 39+3 e girmişim...
Son 1 aydır evimizin terası tadilat halinde... 
Ve benim o zamanlarda ki tek duam n'olur şu teras bitmeden gelme Kuzey... 

Akşamüstü tadilat bitti, ertesi gün temizlik var, pazartesi manikür pedikür yaptırırım ve doğuma kadar her gün fön çektiririm... Sonuçta fotoğraf çekimimiz var ve ben o fotoğraflarda fönsüz, ojesiz olamam... (aldığım 25 kiloyu fönle kapatacağım çünkü)  Doğum hediyeliklerimiz henüz gelmedi, hastane bavulum hazır değil... Hangi hastanede doğuracağım bile belli değil... Yani 1-2 güne daha ihtiyacım var...

21 Haziran 2015...
Gece saat 03.00...
Uyuyorum ama belimde bir ağrı.... Sanki gözümü açarsam doğum başlayacak gibi o yüzden açmıyorum... Ama kalkmam lazım... Ama kalkarsam doğururum olmaz... Resmen kendimle mücadele halindeyim... Neyse yataktan kalkmamla olayı anlamış olduk ki doğuruyordum...



Sevgili doktorumu aradım ve durumumu anlattım. Vakit kaybetmeden hastaneye gelmemizi söyledi. İlk sorduğum banyo yapabilir miyim oldu ama izin çıkmadı... Hemen gitmemiz gerekiyordu hemen...
Bende hemen banyoya girdim :)

Nedense üzerimde bir rahatlık, bir yavaşlık... Derdim acaba giderken ne giysem ve ablam yetişebilecek mi? Annem ve Turhan evde dört dönüyor... Hatırladığım annem geceliklerimi bavula koymaya çalışırken Turhan banyoda bana hadi hadi diye neredeyse ağlayacak... Ama yok bana kal geldi herhalde... Gayet sakinim... 

Hastanede doktorum Kemal Göl'ü görünce daha da bir rahatlık geldi... Hamileliğimin başından itibaren pozitif yaklaşımıyla bence bir anne adayının en çok ihtiyacı olan şeyi, güven duygusunu fazlasıyla sağlayan bir doktor...

Tüm hamileliğim boyunca normal doğum olmasını istedim ve kendimi buna hazırladım... Ve içimde hiç korku yoktu... Aksine sezeryan daha korkutucuydu... Benim için planlı sezeryan, bebeğimin henüz doğmaya hazır değilken karnımın kat kat kesilerek onun o an için ait olduğu yerden kopartılması demekti... O yüzden Kuzey doğmak istediği zaman doğacaktı... Ama o an başladı bir korku... Kalbim yerinden fırlayacak ...

NST ye bağlanınca Kemal bey, bence beklemeyelim dedi... O sırada söylediklerini şu an pek hatırlamıyorum ama riske atma lüksüm yoktu ve tamam dedim... İyi ki demişim.. Bebeğimi kucağıma verdikten ve sağlıklı olduğunu gördükten sonra söylediler, göbek kordonu koluna 3-4 defa dolanmıştı...

Ameliyathaneye giderken  yanımda Turhan elimi tutuyordu ama bir gün önce girmişiz birbirimize,
"Senin yüzünden doğurcammmm" diye haykırmışım sanki beni sinir etmese hamileliğim 5 ay daha devam edecekmiş  gibi...



Beni içeri sokarken Turhan'ı almadılar... İşte asıl stres o anda başladı... Ameliyathanede beklerken dakikada 28 defa Turhan nerede diye soruyordum halbuki yine son hafta kesin kararlıydım doğuma girmeyecekti zaten beni deli ediyordu...

Ama öyle olmuyormuş işte...

Hayatımın en önemli anını hayatımın aşkıyla yaşamalıymışım...

O mucizeye aynı anda tanık olmalıymışız ve en önemlisi ben bir perdenin arkasında ne olduğunu bilmemenin verdiği tedirginliği yaşarken sevgilim benim gözüm, kulağım olmalıymış...

Seni çokkk seviyorummmm 💓

İşte o anda geldi yanıma, tuttu elimden... Artık hazırdım...

Tek duam Allah'ım sen bebeğime yardım et, onu yalnız bırakma oldu...

Ve ne kadar zaman geçti bilmiyorum belki sadece 1-2 saniye...

Bir ağlama sesi...

Sanki dışarıdan geliyor gibi...

O kadar derin ki...

Ruhum eridi...

Hala burnumda o miss koku...

Her an dilimde şükür...

2.700 gr 48 cm'lik kocaman bir dünya...

Gözyaşları içinde, Kuzey'i göremiyorum diye ağlarken...

Ben anne oldum...

Aramıza hoş geldin ve iyi ki geldin bebeğim...







Sevgiler...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1.5 yaş hatırası 😊

Tabii ben yazana kadar çoktan 20. Ay bitti ama olsun bu yazı da şuracıkta dursun... Öyle ahkam kesmekle olmuyor bazı şeyler... Sen istediğin kadar şekillendirmeye çalış bir çocuğu... yaşı ne olursa olsun bazen takk diye o bebişin karakterine tosluyorsun... 18 ayın bize getirdiği en güzel şey artık alerjin geçti ve istediğin kadar süt içebilirsin 😊 Bunun önemini sanırım sadece yaşayan bilir... Çok enerjik, yerinde duramayan bir bebeksin. Tırmanmayı ve koşmayı çok seviyorsun, koltuk yatak anne... ne bulursan tepesindesin 😁 Sanırım bu konuda babana benziyorsun, o da küçükken dolapların tepesinde gezermiş. 😝 Hiç televizyon izlemezdin şimdi kumandayı alıp televizyonu açıp baby tv izliyorsun... En sevdiğin çizgi filmler bam bam ve küçük lola 😍 Rainbow'un dili olsa da konuşsa!!! Hala ilgin geçmedi ve evi her gün sen süpürüyorsun. 😯 Neyse ki mutfak dolapları biraz nefes almaya başladı... Romeo seni görünce kaçmaya başladı çünkü üstüne çıkıp tüylerini çekiyorsun... Rome

Kuzey yıldızı gibi ol...

Oğlum... Kuzey yıldızım... Koca dudaklım, ikizlerim, rengarengim, lokumum, güneşim, heyecanlım, meraklım, kuzum, balığım, piranham, angry bird üm, yerinde duramayanım, kuduruğum, kalbim, ruhum... Aramıza hoşgeldin... Geldiğin dakikalarda dudaklarımdan dökülen ilk kelime "iyi mi" oldu... Böylece hayatımın geri kalanını senin iyi olup olmadığını düşünerek geçireceğimi anlamış oldum...Anne olmanın bana neler hissettirdiğini buradan okuyabilirsin... Ve sesini duyduğum anda akan gözyaşlarım... O derinden gelen sesini hayatımın sonuna kadar unutmayacağım... Dünyaya merhaba dediğin o an bak tam da  burada... 1 yaşına geldin bile... Geçmez dediğim günler ne çabuk geçmiş... Ve eminim 18 yaşına geldiğinde de günlerin ne çabuk geçtiğini yine gözlerim dolu dolu belki "hainsin zaman" diyerek anacağım... Sana aşağıda yazacaklarımı hayatının her aşamasında anlatmaktan yorulmayacağım ama hayat bu anlatmaya fırsat bulamazsam eğer buralara karaladım bir şeyler...

Evlilik Yemini...

Kızılderili bir kabilenin evlilik yemini... Artık yağmurda ıslanmayacaksınız; Çünkü her biriniz diğeriniz için sığınak olacak. Artık hiç üşümeyeceksiniz; Çünkü her biriniz diğeriniz için sıcaklık olacak. Artık hiç yalnızlık çekmeyeceksiniz; Çünkü her biriniz diğerine yoldaş olacak olacak. Artık bir bedensiniz; Çünkü önünüzde tek hayat var... Şimdi yuvanıza gidin, birlikteliğinize şahit olacak günlere başlayın...